Milli Eğitim Temel Kanunu’na değinen Avşar, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 2’nci maddesinin 3’ncü fıkrası ve devamında “İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak; böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.” ifadelerine atıf yaptı.
9 Eylül Pazartesi günü, 2024-2025 eğitim öğretim yılının yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyona aşkın öğretmenle başlayacağını belirten Avşar ”Bununla birlikte ilgili yönetmelik gereği Milli Eğitim Bakanlığı denetimine tabi özel okullarda da eğitim öğretim dönemi başlayacaktır. Bu kurumlarda görev yapan öğretmenlerimizin kamuoyunda sık sık tartışılan ve tarafıma da ulaşan birçok talep ve şikayeti bulunmaktadır.” dedi.
Ülke genelinde sınıf ortalamasının yüksek olduğunu dile getiren Avşar, sınıfların ortalama kaç öğrenciden oluştuğunu, bu ortalamanın bölge ve il bazında dağılımının nasıl olduğunu, bu sayının üstünde kalan yerleri nitelikli eğitim ve fırsat eşitliği açısından değerlendirilmesi gerekliliğini ve bu sorunu gidermek için bir çalışmanın olup olmadığını sordu.
Avşar, “Birleştirilmiş sınıflarda eğitime devam edilen okullarımız var mıdır? Şayet varsa kaç tanedir, hangi illerimizde bulunmaktadır? Bu şekilde eğitime devam edilmesinin gerekçesi nedir? Bu hususta iyileştirmeye yönelik bir çalışmanız var mıdır?” sorusunu yöneltti.
Aynı zamanda seçim vaadi olarak söylenen ve üzerinden geçen onca zamana rağmen bir çalışma yapılmayan ‘bir öğün yemek’ meselesine de değinen Avşar, “Günümüz ekonomik şartları göz önüne alınarak özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarına yönelik bir öğün yemek veya beslenme desteği vermeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda bir hazırlığınız var mıdır?” ifadesini kullandı.
Avşar, çeşitli sebeplerle okula devam etmeyen öğrencilerin durumuna değindi. Avşar, önergede, “Ülkemiz genelinde okula devam etmeyen kaç çocuk bulunmaktadır? Bu çocukların zorunlu eğitime devam etmeme sebepleri nelerdir? Bakanlığınız nezdinde bu çocukların eğitime katılmalarını sağlanması ve söz konusu engellerin bertaraf edilmesi hususunda bir çalışması bulunmakta mıdır?” ifadelerine yer verdi.
Eğitimcilerin okul öncesi eğitimin önemi ve gerekliliği üzerinde sürekli durduğunu belirten Avşar, “Ülkemizde 3-6 yaş grubunda olan ve okul öncesi eğitime katılması gereken kaç çocuk bulunmaktadır? Bu çocukların yüzde kaçı okul öncesi eğitime katılmamaktadır? Söz konusu eğitime katılamayan çocuklar için yeni dönemde bir hazırlığınız var mıdır?” dedi.
Avşar, öğretmen kadrosunda eğitim bilimleri formasyonu almamış (eğitim fakültesi mezunu olmayan veya formasyon belgesi almayan ve ücretli öğretmen olarak çalıştırılan) kaç öğretmen bulunduğunu, ihtiyacı karşılayacak yeterli eğitim fakültesi mezunu olduğu halde bu ücretli öğretmenlerin neden tercih edildiğini, ayrıca söz konusu ücretli öğretmenlerin bu eksikliğini gidermek için Bakanlık tarafından düzenlenen bir programın bulunup bulunmadığını da sordu.
“Ülkemiz genelinde hangi branşta, ne kadar öğretmen ihtiyacı bulunmaktadır?” diyen Avşar, “Bu açığı kapatmak ve nitelikli bir eğitim sunmak amacıyla bu ihtiyaç doğrultusunda yeni öğretmen ataması yapmayı planlıyor musunuz? Bu hususta bir çalışmanız var mıdır?” ifadesini kullandı.
Bir deprem kuşağında bulunduğumuz gerçeğinin unutulmaması gerektiğini aktaran Avşar, konuşmasının devamında, “İstanbul ve Tekirdağ başta olmak üzere, birinci derece deprem bölgelerindeki tüm okullarda depreme dayanıklılık testi yapılmış mıdır? Şayet yapıldıysa ülke genelinde kaç okul depreme dayanıklı değildir? Gerekli güçlendirmenin yapılması veya yeniden inşa edilmesi noktasında bir çalışmanız var mıdır?” sorularına yer verdi.
Depremin yıkıcılığı ve yapılarda bıraktığı hasarın büyüklüğüne işaret eden Avşar, “Deprem bölgesinde yeni dönemde kaç öğrenci konteynerlerde/çadırlarda eğitim almaya devam edecektir? Bölgede ne kadar okul hasar görmüş, bunun ne kadarı güçlendirilmiş veya yenisi yapılmıştır?” dedi.
Avşar, deprem bölgesinde çok zor şartlar altında görev yapıldığını, başta öğretmenler olmak üzere tüm kamu görevlilerinin büyük sıkıntılar yaşadığını belirtti. Avşar, bu hususta deprem bölgesinde görev yapan öğretmenlere barınma (öğretmen konutu, kira desteği, misafirhane vb.) noktasında bir destek paketinin bulunup bulunmadığını ve teşvik anlamında bir planın varlığını sordu.
Avşar, “Ülke genelinde okullar çağın gereklerine uygun yeterli dijital altyapıya sahip midir? İnternet erişim ağına, gerekli araç gereç ve donanıma sahip olmayan okulumuz var mıdır? Şayet varsa yeni dönemde bu eksiklikleri gidermeyi planlıyor musunuz?” sorusunu sordu.
Başta seçim bölgesi Tekirdağ olmak üzere özel okullarda öğretmenlerin mağduriyet yaşadıklarını ifade eden Avşar, “Özel okullarda ilgili yönetmelik hükümleri gereği Bakanlığınız tarafından gerekli denetimler yapılmakta mıdır? Bu kurumlarda çalışan öğretmenlere meslek onuruna yaraşır bir hayat standardı sağlamak üzere bir çalışmanız bulunmakta mıdır? Bu hususta tarafınıza ulaşan talep ve şikâyetler var mıdır?” dedi.
Hibya Haber Ajansı