Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazan’da düzenlenen BRICS Liderler Zirvesi’nde konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Ocak ayı itibarıyla dönem başkanlığını üstlenecek Brezilyalı dostlarımıza şimdiden başarılar diliyorum. Dün Ankara’da gerçekleştirilen hain terör eylemi nedeniyle taziyelerini ileten tüm dostlarımıza gösterdikleri dayanışma nedeniyle teşekkür ediyorum.
Bu alçakça saldırı, Türkiye’nin terörü bertaraf etme azmini ve kararlılığını daha da perçinlemiştir.
Ekonomiden güvenliğe, küresel adaletsizliklerden iklim değişikliğine her alanda etkileri hissedilen ciddi meydan okumalarla karşı karşıyayız. Zirve için belirlenen adil küresel kalkınma ve güvenlik için çok taraflılığın güçlendirilmesi temasını, bu nedenle fevkalade isabetli buluyoruz.
Şu noktayı vurgulamak isterim, sosyoekonomik kırılganlıkların arttığı ve güç dengelerinin değiştiği günümüz şartlarında 2. Dünya Savaşı sonrasının ürünü olan siyasi ve mali mekanizmalar kendilerinden bekleneni veremiyor.
Türkiye olarak böylesi bir ortamda ‘Daha adil bir dünya mümkündür’ şiarıyla hareket ediyoruz. Çok taraflı platformlarda dostlarımızla bir araya gelmeye ve hepimizi ilgilendiren ortak sorunlara müşterek akılla çözüm bulmaya ehemmiyet veriyoruz.
BRICS’in küresel ticaretin gelişimine, ekonomik büyümeye ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine hizmet ederek, daha adil bir küresel düzenin inşasına eşsiz katkılar sunduğuna inanıyoruz.
Türkiye, Avrupa Konseyi’nin Türk Devletleri Teşkilatı’na kadar pek çok uluslararası kuruluş ile gelişen 8 ülke Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı gibi bölgesel kuruluşların kurucu üyesidir.
Afrika Birliği ve ASEAN ile ortaklıklarımızın yanı sıra Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'yla işbirliği mekanizmalarımız her geçen gün daha da gelişmektedir. Türkiye olarak karşılıklı saygı ve kazan-kazan temelinde yakın münasebetler geliştirdiğimiz BRICS ailesiyle de diyaloğumuzu ilerletmekte kararlıyız.
Küresel bir adil düzen ve kalkınma ancak sınırlarımız ötesinde huzur ve güvenliğin tesisiyle mümkün olabilir. Orta Doğu’da akan kan durdurulmadıkça gelecek için ne adaletten ne barıştan ne de kalkınmadan söz edilebilir.
İsrail’in bütün bölgeyi ateşe atma pahasına sürdürdüğü saldırgan tutumu; hukuk, vicdan başta olmak üzere her türlü sınırı çoktan aşmıştır.
Filistin halkı, Gazze’de soykırıma uğramaktadır. İsrail, Lübnan’a saldırmak suretiyle mezalimi daha da ileriye taşımıştır.
21. yüzyılda yaşanan bu insanlık dramını göz ardı etmek hiç kimseyi sorumluluktan kurtaramaz. 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin Devleti’nin kurulması bölgede kalıcı ve adil bir barışın olmazsa olmazıdır.
Bu vesileyle Filistin’i tanımayan ülkeleri bu doğrultuda adım atmaya davet ediyorum. İsrail’e yönelik kayıtsız şartsız silah ve mühimmat desteğinin sürmesi, bu ülkeyi saldırılarında daha da pervasız hale getiriyor.
Birleşmiş Milletler nezdinde İsrail’e silah satışının durdurulmasına yönelik bir girişim başlattık. Siz değerli dostlarımızın bu hususta sağlayacakları desteğe güveniyorum. Hep beraber el ele vererek, coğrafyamızdaki katliamları ve gözyaşlarını bir an önce durduralım diyorum.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Toplantımızın insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyor, zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Hibya Haber Ajansı