Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

İmamoğlu: Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın en organik Cumhuriyetidir

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbulluların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına eşlik etti.

Bu haberin fotoğrafı yok

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gün boyu süren etkinlerde, İstanbulluların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı coşkusuna ortak oldu. Günün finalini, İBB’nin Yenikapı’da düzenlediği kutlama programına katılarak yapan İmamoğlu, özel tasarım sahnede vatandaşlara seslendi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 101. kuruluş yıldönümünü kutlayan İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

“29 Ekim'de Cumhuriyeti ilan edenlerin, çok net bir hedefi vardı. Kurucusu, bu uğurda ömrünü adamış Mustafa Kemal Atatürk’e -ki ruhu şad olsun, ona minnet duyuyoruz- o büyük lidere teşekkür ediyoruz. Cumhuriyet, tarihi derinliği olan muazzam bir tasarımdır. Atatürk'ün mimarı olduğu bu muazzam tasarım, milletçe verdiğimiz savaşlar ve mücadeleler sonrası, ortak irademizle şekillenmiştir. Milletin iradesiyle şekillenmiştir. O yüzden bu tasarım, hepimizin, her birimizin… Benim sizden farkım yok. Sizin benden farkınız yok. Bu memleketin eşit hissedarıyız. Eşitiz. Hakkımız, hukukumuz aynı. Bunu bize veren Cumhuriyettir. Bunu bize kazandıran Mustafa Kemal Atatürk'tür. Onun için çok güzel bir tasarımdır.”

Türkiye'deki cumhuriyetin, demokrasiden ayrı düşünülemeyeceğini vurgulayan İmamoğlu, "Çünkü Atatürk, onu milletiyle kurdu. Dünyanın en organik cumhuriyetidir Türkiye Cumhuriyeti. Ülkemiz kurulduğu andan itibaren, demokrasi ve cumhuriyetin bütünlüğü üzerine inşa edilmiştir. Cumhuriyet, sanıldığı gibi sadece devleti değil, aynı zamanda bizleri, aynı devlet içinde, özgür irademizle bir arada olmamızı temsil eder. Yani birlikteyiz. Devletimiz; bu birliğimizin, bu birliğin kurumsal çatısını oluştururken, milletimiz de neyini oluşturur biliyor musunuz? Ruhunu oluşturur. Cumhuriyet ve demokrasi, asla ve asla güçler ayrılığı olmadan, ulusal bütünlüğü sağlayamaz." dedi.

İmamoğlu, Türkiye'nin, 1923’ten itibaren, büyük bir kalkınma ve refah atılımı yaptığına dikkat çekerek "Millet olarak, tarihin çok zor bir döneminde, çok önemli işler başardık üretimden altyapıya. Cumhuriyetin ilk döneminde; sanayiden ticarete, hukuktan eğitime… Bakınız; kadın hakları… Dünya, kadın haklarını konuşmazken, Cumhuriyet bu millete, Atatürk bu millete kadın haklarını emanet etti. Teknolojiden hayatın her alanında, koşar adımlarla modernleşen, aydınlık bir ülkeye dönüştürdü. Kula kulluk etmeyi bitirdi Atatürk. Millete ‘Özgürsün’ dedi. ‘Fikri hür, vicdanı hür nesiller istiyorum’ dedi. Sonra adımlar devam etti. Özgürleşme ve demokrasi adına, benzer şekilde 1946’da, 50’de, hatta 83’te, demokrasi pekiştirecek önemli adımlar atıldı.” açıklamasını yaptı.

"Sorunlarımızın temelinde, milletin egemenliğinin kısıtlanması yatıyor." diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:

"Sorunlarımızın temelinde, milleti yönetenlerin milletten uzaklaşması yatıyor. Oysa biz, bu ülkeyi, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyerek kurduk. Bu ülkeden bir adım geri atmayız. Sakın geri adım atmayın. Hakkınız olanı savunun. Özgürce konuşun. Aklınıza gelen her fikrinizi paylaşın. İşte cumhuriyet, bunun için kuruldu. Hem devletimizi hem demokrasimizi hem de değerlerimizi sil baştan yeniden tanımlamalıyız. Devleti kişilere değil, kurallar ve kurumlara bağlı, herkes için eşit hizmet üreten bir yapıya kavuşturmalıyız. Milletin her bir ferdini, eşit ve aynı ölçüde değerli gören bir anlayışı, devlet ve toplum hayatında yeniden hakim kılmalıyız. Bakın yargı… Yargıyı, bütün güç odaklarından bağımsız ve tarafsız hale getirmeliyiz. Yargının, siyaseti şekillendirmenin bir aracı olarak kullanılmasına asla izin vermeyiz. Bakın; atanmış bir siyasetçi, seçimle işbaşına gelmiş bir diğerine ‘ahmak’ derken dava açmayan yargı, sözü muhatabına iade edeme dava açmamalı. Öyle değil mi?"

Hibya Haber Ajansı