A1 Capital'in verilerine göre, Japonya Merkez Bankası bu sabah faiz oranlarını yüzde 0-0,1'den yüzde 0,25'e yükseltmeye karar verdi ve ayrıntılı bir niceliksel sıkılaştırma planı açıklayarak, on yıllık büyük teşviklerin aşamalı olarak sonlandırılması yönünde bir başka önemli adım attı. Ayrıca, Ocak-Mart 2026 itibarıyla aylık tahvil alımını mevcut 6 trilyon yenden yaklaşık yarı yarıya azaltarak 3 trilyon yene düşürecek niceliksel sıkılaştırma (QT) planı üzerinde de karar kılındığı açıklandı ve şu sözlere yer verildi:
''BOJ, faiz artırımının, ücret artışlarının genişlemeye yol açtığı ve firmaları hizmet fiyatlarındaki artışlar yoluyla daha yüksek işgücü maliyetlerini yansıtmaya teşvik ettiği görüşüne dayandığını belirtti. Tüketici harcamalarındaki durgunluğa rağmen para politikası yetkilileri faiz oranlarını artırarak ve bilançoda daha kademeli bir küçülmeye izin vererek kararlı bir mesaj. Bu karar, doların yükselmesine ve Japonya'da yende acı verici bir satış dalgasına neden olan agresif faiz artırım döngüsünü tersine çevirdi. BOJ'un faiz oranlarında sabit kalacağı yönündeki hakim piyasa beklentilerine meydan okuyan karar, kısa vadeli politika faizini 2008'den bu yana görülmemiş seviyelere taşıdı.
''Çin tarafında ise; Üreticiler arasında, iç talebin giderek daha fazla baskı altına girmesi ve Çin'in 18,6 trilyon dolarlık ekonomisinde ticaret gerginliklerinden kaynaklanan dış baskıların artmasıyla birlikte, beklentilerden daha yavaş büyüyen Çin ekonomisi için duygular karamsar olmaya devam ediyor. Temmuz ayında hem yeni siparişler hem de yeni ihracat siparişleri alt endeksleri üçüncü ay daralırken, istihdam ve fabrika çıkış fiyatları negatif bölgede kalmaya devam etti.
''ABD'de Haziran ayında iş ilanları hafif bir düşüş gösterdi ve bir önceki aya ait veriler yukarı yönlü revize edildi. Bu durum, işgücü piyasasının kademeli olarak yavaşlamaya devam ettiğini ve hızla zayıflama tehlikesi altında olmadığını gösteriyor. Ancak tüketicilerin işgücü piyasasına ilişkin algıları kötüleşiyor. Conference Board'un yaptığı bir anket, işleri "zor elde edilebilir" olarak gören tüketicilerin oranının üç yıldan uzun bir süredir en yüksek seviyeye çıktığını gösterdi.
''Euro Bölgesi ekonomisi de Haziran ayına kadar olan üç ayda beklentilerden biraz daha fazla büyüdü, ancak karışık temel tablo ve bir dizi kötümser anket yılın geri kalanına ilişkin görünümü gölgeliyor. Rakamlar, küresel ticarette geri dönüş mücadelesi veren ancak reel gelirlerin ve kamu harcamalarının artmasıyla içeride toparlanmanın devam ettiği bir bloğun varlığını ortaya koyuyor.
''Euro’yu paylaşan 20 ülkede üretim yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 arttı. Bu artış, bir önceki çeyreğe göre aynı hızda gerçekleşti ve beklentilerinin hemen üzerinde gerçekleşti. Büyük ekonomiler arasında Fransa ve İspanya beklentilerden daha iyi performans gösterirken, İtalya yerini korudu, Almanya'nın üretimi ise beklenmedik şekilde daraldı ve bu durum, on yıldır Avrupa'nın güç merkezi olan bir ülkede uzun süreli bir kriz yaşanacağına dair korkuları artırdı. Tüketici güveni de Temmuz ayında negatif kalmaya devam etti ve son günlerdeki zayıf anketlere eklendi. Sonuç; Euro bölgesi ekonomisi, Seine Nehri'nin su kalitesine oldukça benziyor: Bazı günler iyi görünebilir ama genel olarak sürekli endişelenecek kadar kötü.
''Fransa'nın GSYİH'sindeki üç aylık yüzde 0,3'lük artış buna bir örnektir. Büyüme beklentilerin biraz üzerinde gerçekleşse de, bu kısmen tek bir yolcu gemisinin teslimatının ihracatı artırması ve durgun tüketici harcamalarını dengelemesinden kaynaklandı. Yine de, siyasi belirsizlik içinde olan ve yatırımcıların artan borcu konusunda şüphe duyduğu bir ülke için hoş bir rahatlama oldu. İtalyan ekonomisi, stokların net ihracattaki düşüşü fazlasıyla telafi etmesiyle yüzde 0,2 büyürken, İspanya'da kamu yatırımlarının da etkisiyle beklenenden çok daha güçlü bir şekilde yüzde 0,8 büyüme kaydedildi. Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya'da ise ekipman ve bina yatırımlarının azalması nedeniyle üretimde yüzde 0,1 düşüş yaşandı. Almanya'nın temel rekabet gücü eksikliğini yansıttığından endişe ediliyor. Bu durum, kısmen Rusya'dan gelen ucuz enerjiye ve Çin ile canlı ticarete dayalı iş modelinin bozulmasından kaynaklanıyor.
''ABD Merkez Bankası'nın bu akşam gecelik faiz oranını yüzde 5,25 – yüzde 5,50 aralığında sabit tutması ancak, faiz indirimlerinin Eylül ayındaki ABD Merkez Bankası toplantısından hemen sonra başlayabileceği sinyalini vermesi bekleniyor. Karar, o zamana kadar elde edilecek verilere bağlı olacak. İzledikleri temel istatistikler arasında şunlar yer alıyor: işgücü arzı ve talebi arasındaki dengesizlik hakkında bilgi edinmek için İş İlanları ve İşgücü Devir Hızı Anketi'ni (JOLTS), Değişken gıda ve enerji maliyetlerinden arındırılmış çekirdek PCE fiyatları Haziran ayında yüzde 2,6'da sabit kaldı. İstihdam; ABD firmaları Haziran ayında beklenenden fazla 206.000 iş ekledi, ancak önceki iki aya ilişkin revizyonlar daha önce tahmin edilen bordro iş sayısından 111.000 pozisyon düşürdü. İşsizlik oranı ise Kasım 2021'den bu yana en yüksek seviye olan yüzde 4,1'e hafif bir artışla çıktı. Bu arada ortalama saatlik ücretler bir yıl öncesine göre yüzde 3,9 arttı, Mayıs ayındaki yıllık yüzde 4,1'lik artışa kıyasla. Fed genellikle yüzde 3,0-yüzde 3,5 aralığındaki ücret artışını yüzde 2 enflasyon hedefiyle tutarlı olarak değerlendirir.
Manşette öne çıkanlar
''Commerzbank Gelişmekte olan Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Tatha Ghose, ekonomi daha fazla soğuyana kadar Türkiye'de enflasyon sorununun çözülebileceğini düşünmediğini belirtti. Türkiye'ye son dönemde girişlerin çok güçlü olduğunu kaydeden Ghose, yılsonunda Dolar/TL kurunda 35 seviyesindeki beklentilerini koruduklarını belirtti.
''JPMorgan Chase & Co. Kıdemli Türkiye Direktörü Mustafa Bağrıaçık, TCMB’nin faiz indirimlerine Ekim veya Kasım ayında başlayacağı öngörüsünü paylaştı. Fiyat düşüşlerinin zaman alacağına dair resmî yönlendirmeye rağmen dezenflasyon süreciyle birlikte faiz indirimlerinin Ekim ayı itibariyle başlayacağını öngördü.
''KGF (Kredi Garanti Fonu)Hazine destekli kefalet programlarında toplam kullandırılabilir kredi limiti yılbaşındaki 110,7 milyar seviyesinden, temmuz itibarıyla 126,1 milyar liraya çıkarılırken, kullanılan kredi miktarı da 20,6 milyar lira artarak 52,9 milyar liraya yükseldi. KGF programları kapsamındaki ihracat destek kaleminden yılbaşından bu yana kullanım, 7,9 milyar lira artışla 8,9 milyar liraya, İGE A.Ş desteği ise 8,4 milyar liralık artışla 13,2 milyar liraya çıktı.
''Japonya Merkez Bankası, yenin ABD doları karşısındaki düşüşünü durdurmak amacıyla referans faiz oranını yüzde 0,1’den 0,25'e yükseltti ve devlet tahvili alımlarını azaltma kararı aldı. Ocak-Mart 2026'da ayda 3 trilyon yen satın alacağını, yani şu anki yaklaşık 6 trilyon yenlik miktarı azaltacağını belirtti. Bu hedefe bağlı kalarak merkez bankası Ağustos ayından itibaren her tahvil alım işleminde 400 milyar yenlik 5-10 yıllık JGB (Japon devlet tahvili) satın alma teklifinde bulunacak ve 400-550 milyar yenlik teklif aralığını belirli miktarlar lehine kaldıracak.
''Japonya'nın kur politikasından sorumlu olan Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Maliye Bakan Yardımcılığı görevini Masato Kanda'dan devralan Atsushi Mimura, Japonya'nın yen konusundaki temel yaklaşımını koruyacağını ve aşırı dalgalanmalarla mücadele için kura müdahalenin bir seçenek olmaya devam edeceğini söyledi.
''Japonya'nın sanayi üretimi Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 3,6 düştü. Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı genel düşüşü ulaşım ekipmanları sektöründeki üretim düşüşüne bağlarken, otomobil sektöründeki üretim duraklamasının etkisini gerekçe gösterdi.
''Maliye Bakan Yardımcısı Wang Dongwei, Çin'in tüketim vergisi reformunu adım adım uygulayacağını ve yerel yönetimlerin vergi dışı gelirlerinin yönetimini standartlaştıracağını söyledi. Wang, Çin'in ayrıca mali politika ayarlamalarını güçlendireceğini ve mali ve vergi reformlarını derinleştireceğini vurguladı. Bu ay yapılan Komünist Parti toplantısına göre, yerel yönetimlerin şu anda merkezi hükümete aktarılan ve tüm gelirlerin neredeyse onda birini oluşturan tüketim vergisinin daha fazlasını ellerinde tutmalarına kademeli olarak izin verilecek.
''Çin'in imalat faaliyetleri Temmuz ayında daraldı. Çin'in hem hizmet hem de inşaat faaliyetlerini kapsayan imalat dışı PMI değeri de geçen ay düştü ancak büyüme bölgesinde kalmaya devam etti. İstatistik bürosu, Haziran ayında 50,5 olan manşet değerin Temmuz ayında 50,2'ye gerilediğini açıkladı.
''İngiltere'nin yeni maliye bakanı Rachel Reeves, 30 Ekim tarihinde açıklanacak bütçe programımda vergileri arttırması gerekeceğini söyledi. İşçi Partisi'nin 4 Temmuz'daki büyük seçim zaferinin ardından maliye bakanlığına getirilen Reeves, "Bütçede vergileri arttırmak zorunda kalacağımızı düşünüyorum." dedi.
''Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu üyesi Philip Lane, Euro bölgesi enflasyonunun bir süre daha yüksek seyredeceğini ancak daha sonra 2025 yılının ikinci yarısında hedefe yakınsayacağını söyledi. Lane, "Geçen haftaki toplantımızda geleceğe yönelik projeksiyonumuzu teyit ettik; enflasyon şu anda yüzde 2,5 civarında seyrediyor ve önümüzdeki yılın ikinci yarısında yüzde 2'ye geri döneceğiz. Yani enflasyonun biraz fazla yüksek olduğu bir yıl daha var ama bu devam eden ikinci aşama" dedi.
''Reuters kaynaklı habere göre, petrol fiyatlarındaki son keskin düşüşlere rağmen, OPEC+ panelinin bu hafta, üretimi kısmaya yönelik mevcut anlaşmada herhangi bir değişiklik yapma ve Ekim ayından itibaren bazı üretim kesintilerini geri almaya başlama olasılığı düşük. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya liderliğindeki müttefiklerinin üst düzey bakanları ya da grup olarak bilinen OPEC+, Perşembe günü TSİ 13:00'de online bir ortak bakanlar izleme komitesi toplantısı (JMMC) düzenleyecek.''
Hibya Haber Ajansı