HUİ HUİ CHEN – ÇİN – 14.11.2024- Her geçen yıl büyüyen ve küresel ticarette daha fazla yankı bulan Çin Uluslararası İthalat Fuarı, bu sene de gözleri Shanghai'a çevirdi. 7. kez kapılarını açan fuar, özellikle Türkiye gibi ihracat odaklı ekonomiler için büyük fırsatlar sunuyor. Gıda, tarım, sağlık ve teknoloji gibi birçok alanda Türk ihracatçılarına benzersiz iş birlikleri sunan fuar, yalnızca bir sergi alanı değil, aynı zamanda uzun vadeli ticari bağlantıların kurulduğu bir köprü niteliğinde.
Bu yıl, Çin pazarının dışa açılma politikasını sürdüren fuara 100’den fazla ülke ve bölgeden binlerce firma katıldı. Üstelik 2024 fuarında toplam 400 bin metrekarelik bir sergi alanı ile rekor seviyeye ulaşıldı. Türkiye’den katılan firmalar için bu, devasa bir tüketici tabanına erişim ve Çin'in kapılarını yeni ürünlerle aralama fırsatı anlamına geliyor. Öyle ki Çin’in ithalat oranları pandemi öncesine göre bile yükselmeye devam ediyor; bu durum Türk ihracatçıları için Çin’deki talebe cevap verme açısından önemli bir gösterge.
Türkiye ve Çin arasındaki ticari bağlar güçlenirken, Çin Uluslararası İthalat Fuarı bu ilişkinin daha da derinleşmesine zemin hazırlıyor. Çin'in dış dünyaya açılma politikasının bir parçası olan bu fuar, ithalatı artırarak yerel pazarın ihtiyaçlarına uygun çözümler getirme amacında. Bu yıl fuara katılan Türk firmalarının da sergilediği ürünler Çin pazarındaki tüketici taleplerini karşılama noktasında büyük önem taşıyor. Gıda, tekstil, sağlık ve teknoloji gibi sektörlerde Çin pazarına girme fırsatı yakalayan Türk şirketleri, Çin’in hızla büyüyen orta sınıfı ve genç tüketicilerinin talep ettiği kaliteli ve yenilikçi ürünlerle bu pazarda öne çıkıyor.
Örneğin, fuara katılan Türk gıda firmaları, Türk mutfağının özgün lezzetlerini Çinlilerle buluşturarak yeni ihracat kapılarını araladı. Türk zeytinyağı, kuru incir, fındık gibi ürünler Çin’de oldukça popüler hale gelirken, sağlık ve teknoloji sektöründe de Türk şirketlerinin ürettikleri yenilikçi ürünler büyük ilgi gördü.
Bu yılki Çin Uluslararası İthalat Fuarı, yalnızca ticari bir etkinlik değil, aynı zamanda ekonomik açıdan Çin’in dışa açılma stratejilerinin bir aynası niteliğinde. Fuara katılan firma sayısı 3 bini aşarken, 280’den fazla global Fortune 500 şirketi de bu yıl fuarda yer aldı. Bu sayı, Çin’in dış pazarlara verdiği önemin yanı sıra Çin’in bir ithalat ülkesi olarak da artan cazibesini gösteriyor. İthalatta yıllık yaklaşık yüzde 5 oranında bir büyüme sergileyen Çin, küresel ticaretin motorlarından biri olarak ekonomik dengeleri yeniden şekillendiriyor.
7. Çin Uluslararası İthalat Fuarı, Shanghai'da toplam 80,01 milyar ABD doları değerinde yıllık mal ve hizmet alımına yönelik ön anlaşmalar yaparak sona erdi. Geçen yıla göre yüzde 2'lik bir artış gösterdi. Fuarın yarattığı bu ticari hacim, Çin’in yerel ekonomisinin de ötesine geçerek Türk şirketleri gibi yabancı katılımcılar için önemli fırsatlar yaratıyor. 2023 yılında Türkiye’nin Çin’e yaptığı ihracat yüzde 10 civarında artış gösterdi; bu fuar da bu büyüme eğilimini destekleyici bir rol oynayarak önümüzdeki yıllarda Çin’e olan ihracatı daha da artırma potansiyeli taşıyor.
Türkiye, Çin ile ticari ilişkilerini bir üst lige çıkarmak için Çin Uluslararası İthalat Fuarı gibi etkinlikler büyük bir şans kapısı aralamaktadır. Çin’in ithalata açık yapısı ve orta sınıfının artan talepleri, Türk markalarının kendilerine yeni bir müşteri kitlesi bulmaları için eşsiz bir fırsat sunuyor. Özellikle e-ticaretin yükselişiyle birlikte Çin’de Türk ürünlerinin online platformlarda daha fazla yer bulması, hem Türk markalarının tanıtımını hem de satışlarını destekleyen bir unsur haline geliyor.
Çin pazarına yönelik yapılan yatırımlar, yalnızca kısa vadeli kazançlar değil, aynı zamanda gelecekte kalıcı bir pazara sahip olmanın da anahtarıdır. Çin’de elde edilecek başarı, Asya pazarlarına açılan bir kapı olarak da değerlendirilmeli. Özellikle Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde birçok ülkeyle kurduğu ticaret bağlantıları, Çin pazarında kök salan Türk markaları için daha geniş bir coğrafyaya hitap etme imkanı yaratıyor.
Çin, son yıllarda küresel ekonomiye açılma konusunda kaydettiği büyük adımlarla uluslararası ticaretin en önemli oyuncularından biri haline geldi. Üretim ve ihracat devrimi ile başlayan bu süreç, şimdi Çin'in ithalat odaklı büyüme stratejisine kaymış durumda. Bu strateji, Çin pazarını uluslararası ürünlere daha açık hale getirirken, ülkeler arası ticari ilişkilerin de daha dengeli bir hale gelmesini sağlıyor. Özellikle 2000'li yıllardan itibaren Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyeliğiyle hız kazanan bu açılma süreci, Çin’in uluslararası ekonomik sisteme daha fazla entegre olmasını ve küresel ticaretin her alanında daha etkin bir konuma ulaşmasını beraberinde getirdi.
Çin’in bu açılma stratejisinin yansımaları, ithalata yönelik attığı adımlarda somutlaşıyor. Çin Uluslararası İthalat Fuarı da bu stratejinin güçlü bir göstergesi. Yıllık olarak düzenlenen bu fuar, dünya ekonomilerinin Çin pazarına daha kolay girebilmesini sağlıyor. Türkiye gibi gelişen ekonomiler için Çin pazarının açılması, yalnızca ekonomik bir fırsat değil, aynı zamanda ticaret yollarını genişletme ve yeni pazarlara erişme anlamına geliyor. Çin'in ithalata olan ilgisinin arttığı bu dönemde, Türkiye’nin küresel tedarik zincirindeki konumunu güçlendirmesi ve Çin pazarında kalıcı bir yer edinmesi, Türk ihracatçılarının daha geniş çapta bir etki yaratmasına olanak tanıyabilir.
Çin Merkez Televizyonu (CCTV) fuar öncesi Türkiye’den fuara katılacak olan yerli kuru meyve üreticileri ile görüşerek fuar hazırlıklarını Çinli izleyicilerle buluşturdu. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği başkanı Mehmet Ali Işık ile yapılan röportaj aracılığıyla Çin halkı fuardaki Türk stantlarına davet edildi. Dünya’daki en önemli kuru meyve tüketicilerinden olan Çin ile Dünya’daki en önemli kuru meyve üreticilerinden olan Türkiye arasında tarihi fırsat kapıları aralayan fuar diğer sektörler içinde büyük potansiyel barındırıyor.
Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nın açılışında konuşan Başbakan Li Qiang Çin’in küresel ekonomiyle daha derin bir iş birliği geliştirmek amacıyla ithalat ve yabancı yatırımlara yönelik açılımını sürdürdüğünü vurguladı. Özellikle Çin’in, telekomünikasyon, eğitim, kültür, sağlık gibi sektörlerde yabancı yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratma ve bu alanlarda piyasa erişimini kademeli olarak genişletme taahhüdünde bulunduğu belirtildi.
Li, Çin'in küresel açılımını ilerletme konusundaki kararlılığını yinelerken, ülkedeki tüm üretim sektörlerinde yabancı yatırımları kolaylaştırmak için “negatif liste” uygulamasının kaldırıldığını ve Çin’in toplam gümrük oranını yüzde 7.3’e düşürdüğünü kaydetti. Bu açıklamalar, Çin’in ithalat odaklı politikalarının uzun vadeli ekonomik istikrar ve büyüme hedefleri doğrultusunda şekillendirildiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda, dünya genelindeki ekonomik yavaşlama eğilimlerine rağmen Çin’e olan küresel güvenin artarak devam ettiğini ifade eden Li, Çin pazarının yatırımcılar için halen güvenli bir liman olduğunu vurguladı.
Bu bağlamda Çin Uluslararası İthalat Fuarı, sadece ticari iş birliklerini artırmakla kalmayıp küçük işletmelerden Fortune 500 firmalarına kadar geniş bir katılım sağlayarak çok uluslu şirketlerin Çin pazarıyla buluştuğu bir platform olarak öne çıkıyor. Bu fuar, Çin’in uluslararası pazara açık, rekabetçi ve iş birliğine dayalı bir ekonomi olarak küresel ticaretteki önemini güçlendirmeye devam ettiğini gösteriyor.
Gelecek yıl 8'incisi düzenlenecek Çin Uluslararası İthalat Fuarı'na toplam 80 işletme ve kuruluş şimdide kayıt yaptırdı. Toplamda yaklaşık 50 bin metrekarelik bir sergi alanını kullanacak. Gelecek yıl hedeflerini büyüterek devam edecek ithalat fuarı yeni fırsatlar yaratmaya devam edecek. Dünya’nın en büyük ikinci ekonomisinde hızla genişleyen orta sınıfın ihtiyaçları Türk üreticiler için de büyük potansiyeller barındırmaya devam ediyor. Türk gıda üreticilerinin Çin pazarında ki hızlı yükselişi, yakın gelecekte diğer sektörler içinde ilham kaynağı olabilir.
Hibya Haber Ajansı