Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Aziz milletim, kıymetli Adanalılar, sevgili gençler, değerli misaifrler sizleri en kalbi duygularımla hasretle, muhabbetle selamlıyorum.
Buradan tüm Adana'yı tüm Çukurova'yı Adanalı kardeşlerimin her birini yürekten selamlıyorum.
Adana’nın, Çukurova’nın çalışkan gençlerini, vizyoner gençlerini, ülkesi ve milleti için hayal kuran, vatanperver gençlerini saygıyla selamlıyorum. Her birinize, sevginiz, aşkınız ve dayanışmanız için teşekkür ediyorum.
Bugün bir kez daha Adana’dayız. 10 Ağustos’ta Adana’ya gelmiş, muhteşem bir projenin açılışını yapmıştık. Adana’yla birlikte Mersin’in de gurur kaynağı olan uluslararası Çukurova Havalimanı’nı tüm bölgemizin hizmetine sunmuştuk. Şimdi de Şakirpaşa’dayız.
Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali için Adana’nın misafiriyiz. Her yıl milyonlarca vatandaşımızın akın ettiği, gençlerimizin heyecanla beklediği Teknofest Adana’ya hepiniz hoş geldiniz diyorum.
Bugün Adana gençlerimizin coşkusuyla maşallah bir başka güzel. Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı.
Bugün burada sadece milli teknoloji hamlemizin göz kamaştıran ürünleri yok. Burada aynı zamanda Türkiye Yüzyılı'nın mimarı olacak genç yüreklerimiz, parlak zihinlerimiz var.
Burada yarının Hezarfen Ahmet Çelebileri, Cezerileri, Ferganileri, Ali Kuşçuları, Aziz Sancarları var.
Bizim eksiklerimizi telafi edecek olanlar sizlersiniz. Unutmayın sizler, Türkiye’nin umudusunuz. Sizler, Türkiye’nin istikbali, Türkiye’nin aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim, hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır.
Karşılaştığınız zorluklara aldırmadan sabırla, inançla hedeflerinize doğru yürümekten asla vaz geçmeyin.
"Yapamazsınız, başaramazsınız" diyen zihni köleleştirilmiş, iradesi esir alınmış felaket tellallarına kulak asmayın. Unutmayın; sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır. İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz.
Tüm bunları söylerken, şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum. Türkiye, artık eski Türkiye değil. Türkiye, 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz, yaşıyorsunuz.
Son 22 yılda sizinle hayalleriniz arasına girebilecek birçok engeli kaldırdık. Milli gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık. Nereden nereye… Savunma sanayiinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 80’lere çıkardık. İnsansız Hava araçlarında dünyanın ilk 3 ülkesi arasındayız.
Araştırma-Geliştirme merkezi sayımızı sıfırdan 1328’e çıkardık. Buralarda 66 bin 250 projeyi tamamladık, 14 bin 634 proje ise devam ediyor. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken, bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz.
Buralarda da 13 bin 101 proje tamamlandı, 2 bin 262 proje devam ediyor. Daha bunlar gibi saymaya kalksak saatler alacak güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık.
Merkezinde siz gençlerimizin olduğu 21’inci Yüzyıl Türkiye’sini; ilimle, teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Bakınız, Yeni Türkiye’yi, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablo, bu sene 10’uncusu düzenlenen Teknofest'tir.
Her geçen yıl katılımcı sayısı artan, ziyaretçi rekorları kıran Teknofest, çok geniş yelpazedeki yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tutuyor. Teknofest; dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına muhtaç yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere çok net biçimde gösteriyor.
Teknofest, bir gençlik destanıdır, Teknofest, bir teknoloji devrimidir, Teknofest, bereketli anadolu topraklarında filizlenen idealist gençlerin güçlü sesidir.
2018 yılından bu yana Teknofest’in dalga dalga büyüdüğüne hep beraber şahitlik ediyoruz. 2018’de 14 farklı kategoride toplam 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlamıştık. Geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 41 farklı kategoride 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacı ile 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık.
Teknofest Adana'ya ise 50 farklı kategoride 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımdan da yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Adana ve Mersin başta olmak üzere Akdeniz bölgesindeki tüm gençlerimizi, tüm çocuklarımızı Şakirpaşa’ya davet ediyorum.
Bölgemizde son yılların en sancılı günleri yaşanıyor. Gerilim, çatışma ve savaşlar coğrafyamızı içten içe çökertiyor. Gazze ve Lübnan’daki katliamları, millet olarak, insanlık olarak içimiz kan ağlayarak takip ediyoruz. Gazze’ye yönelik İsrail saldırıları başlayalı neredeyse bir yıl oldu.
Çoğu çocuk ve kadın 50 bin kardeşimiz vahşice katledildi. 100 bine yakın insan yaralandı, şehirler birer enkaz yığınına döndü.
İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti; şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Haniye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra, geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler.
İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.
Bölgede ateşkese, barışa, huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar. Uluslararası hukuk tamamen rafa kaldırılmış durumda.
Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'e özellikle kalkıyor BM'ye gelemez diye meydan okuyor. Şu hale bak. Şimdi 196 tane dünyadaki ülke herhalde BM Genel Sekreteri'ne sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da BM Genel Sekreteri'ne yönelik BM'ye gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun.
Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet haliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor.
Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın, ama dökülen her damla kana, bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derecede ortaktır.
Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım. Bölgemizde, sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’la sınırlı kalmayacak, sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kâhin olmaya gerek yoktur.
Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes, meselenin Kudüs’le, Mescidi Aksa ile, vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Vadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz.
30 kilometre mesafede adeta Türkyie'ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Biz bunları gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden anbean takip ediyoruz.
Komşularımızla ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğimizi, yine bu anlayışla ileriye taşıyoruz. Zalimler karşısında “insanlık cephesini” güçlendirmenin gayretindeyiz.
Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve milli üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz.
Elektronik harp ve milli yazılım konusu zaten gündemimizin üst sırasında yer alıyor. Teknolojiyi sadece kullanan değil; tasarlayan, geliştiren, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Tanktan zırhlı araçlara, savaş gemisinden denizaltıya, uçaktan helikoptere, silahlı ve silahsız insansız hava araçlarından hava savunma sistemlerine kadar çok geniş bir alanda hamdolsun son derece güçlüyüz.
İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’lerle yakaladığımız, AKINCI ile sürdürdüğümüz ivmeyi, insanız savaş uçağımız KIZILELMA ile çok farklı bir seviyeye taşıyacağız.
Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkarmayınız… Adanalı kardeşlerimiz “Elle gelen öğün olmaz, o da arasan bulunmaz” atasözünü çok iyi bilir. Biz de savunma sanayii alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığın acısını çok iyi bilen bir ülkeyiz.
Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli-açık ambargoları biz unutmadık. Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına da geldiğini defalarca tecrübe ettik. Bayraktar’la, ANKA'yla, AKINCI'yla, AKSUNGUR'la, KIZILELMA'yla, ATAK'la, HÜRKUŞ'la, HÜRJET'le, GÖKBEY'le, KAAN’la, ANADOLU’yla, Altay’la ve ülkemizin caydırıcılığını artıran daha nice savunma kabiliyetimizle iftihar etmemizin sebebi, işte budur.
Burada şunu da söylemek isterim. Biz, her zaman sulhu sükûnun tarafındayız. Tüm bunları da savaş heveslisi olduğumuz için değil; vatanımızı ve vatandaşlarımızı kem gözlerden layıkıyla korumak için yapıyoruz.
Bölgemizin içinde bulunduğu cinnet hali karşısında bugüne kadar olduğu gibi yine mazlumların yanında, adaletin safında yer alacağız. Coğrafyamızın yeni bir Sykes-Picot taksimiyle tekrar lime lime edilmesine göz yummayacağız. Bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağımız, siz gençlerimizdir.
“Yerli ve milli olsun” diyerek çırpınan yürekler, sizler var oldukça bu vatanın toprağı daima güvende olacak. Mavi Vatan’da, Gök Vatan’da sizlerin sesi, sizlerin nefesi her daim duyulacak.
Size güveniyor, inanıyor ve hepinizle iftihar ediyorum. Sizlerle yol yürümekten, sizlere yoldaşlık etmekten onur duyuyorum. "Ülkem, milletim, insanlık için ne yapabilirim" diye gayret eden, düşünen ve hayallerinin peşinden ayrılmayan siz gençleri yetiştiren ailelerinize de teşekkür ediyorum.
Bu düşüncelerle Teknofest Adana’nın hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum. Yarışmalarda dereceye giren tüm gençlerimizi gönülden tebrik ediyorum. Teknofest'in bugünlere gelmesinde, icrasında emeği geçen, katkısı olan herkese, tüm kurumlarımıza şükranlarımı sunuyor; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun."
Hibya Haber Ajansı