Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz, partimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Toplantımızı teşrif eden misafirlerimize de hoş geldiniz diyorum.
Dini bayramlarımız, Müslümanlar olarak ebedi ve ezeli kardeşliğimizi hatırladığımız, dünyadaki varlık gayemizin sırrına erdiğimiz, paylaşmayı, dayanışmayı, şefkat ve merhamet medeniyetimizin kadim değerlerini yücelttiğimiz istisnai günlerdir.
Her ne kadar Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler sebebiyle biraz buruk geçirsek de Kurban Bayramı’nın sevincini; aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum.
Biz de Kurban Bayramı süresince İslam dünyasının önde gelen ülkelerinin liderleriyle görüşerek hem milletimiz adına onların bayramlarını tebrik ettik hem de Filistin, Lübnan, Sudan ve diğer yerlerdeki kanayan yaralarımıza derman bulmaya çalıştık.
İsrail, daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye, çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam etti. İsrail’in insanlık dışı saldırıları sebebiyle çadırlarda ve enkaza dönmüş binalarda hayata tutunma mücadelesi veren yüzlerce Filistinli kardeşlerimiz, şehit oldu.
Buradan bir kez daha İsrail barbarlığının kurbanı olan 38 bini aşkın Filistinli şehidimizi rahmetle anıyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.
Yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için derisi sırtına yapışan Gazzeli çocukların fotoğrafı modern dünyanın utanç defterine yazılmıştır.
Ecdadımız, tarih boyunca Filistin’e nasıl sahip çıktıysa, Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamit Filistin’e nasıl sahip çıktıysa, kuruluşundan itibaren Türkiye Cumhuriyeti nasıl Filistin’e sahip çıktıysa inşallah biz de aynı ruh, aynı kararlılık ve aynı cesaretle Filistin’e sahip çıkıyoruz ve çıkacağız.
Birileri Türkiye’de farklı siyasi kariyerlerinin icazet kapısı olarak gördükleri Avrupa’da farklı konuşabilir. Birileri, Batılı ağa babalarından aferin almak, onlara şirin gözükmek, onların gözüne girmek için Filistin direnişine çamur atma peşinde koşabilir ama biz, içerde ve dışarda hakkı konuşacak, hakikati savunacak, masumların yanında, katillerin ise dimdik karşısında duracağız.
Kimse bizden küresel Siyonist şebekenin baskılarına boyun eğmemizi, zalimler karşısında düğme iliklememizi beklemesin.
Başbakan Sayın Paşinyan’ın liderliğinde Ermenistan’ın da Filistin Devleti’ni tanıma kararından memnuniyet duyuyoruz. Alınan ve açıklanan son kararlarla özellikle 149’a yükselen tanıma adımlarının çok denli önemli olduğunu ifade ediyorum. İnşallah çok daha fazla sayıda ülkenin Filistin’i tanıması için temaslarımızı sürdüreceğiz.
Batılı güçlerin kameralar önünde farklı konuşsalar da perde arkasında İsrail’in sırtını sıvazladıklarını hatta desteklediklerini görüyoruz. Lafa gelince özgürlükten, insan hakları ve adaletten dem vuran devletlerin, Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları son derece vahimdir, zavallılıktır.
Netanyahu’nun Batı’nın da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı Batı’dan önce İslam alemi ve Orta Doğu’daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermemiz lazım.
Türkiye, kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır. Bölgedeki diğer ülkeleri de Lübnan ile dayanışma içinde olmaya davet ediyorum.
Bayram tatilinin 9 gün olmasıyla birlikte vatandaşlarımız, memleketlerine ve tatil bölgelerine seyahat etti. Sadece şehirler arası otobüs seferlerin sayısı, 108 bini buldu. Bu seferler sayesinde 3 milyon 782 bin insanımız sevdikleriyle buluştu.
Demiryollarıyla seyahat edenlerin sayısı ise 7 milyon 520 bine yaklaşıyor. Otoyollarımızı kullanan araç sayısı 21 milyonun üzerine çıktı. Asya ve Avrupa’yı birleştiren Avrasya Tüneli’nden bayramın son günü 94 bin 454 araç geçişi oldu.
İstanbul, Antalya ve diğer pek çok uluslararası havalimanımız, bayram tatili boyunca yolcu ve uçak seferi itibarıyla yeni rekorlar kırdı. Aynı başarı Yavuz Sultan Selim, Orhangazi köprüsü gibi diğer projelerimiz için de geçerlidir.
Uzakları yakınlaştırmak, sevenleri buluşturmak, vatandaşlarımıza güvenli, huzurlu ve konforlu seyahat imkanı sunmak amacıyla hizmete verdiğimiz ulaştırma yatırımlarımızın karşılığını katbekat fazlasıyla aldık, alıyoruz.
Kurban Bayramı tatilinde meydana gelen 7 bin 216 trafik kazasında 72 insanımız hayatını kaybederken, 12 bin 474 kişi de yaralandı. Kazalarda vefat eden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor, yaralılara Mevla’dan acil şifalar niyaz ediyorum.
20 Haziran Perşembe günü Diyarbakır Çınar ve Mardin Mazıdağı’nda çıkan anız yangını milletçe hepimizin yüreğini yakmıştır. Rüzgarın da etkisiyle çok kısa sürede geniş bir bölgeye yayılan yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, yaralı kardeşlerimize acil şifalar temenni ediyorum.
Acil yardım ödeneğiyle devletimiz maddi destek sağlamaya başlamıştır. Adli ve idari tahkikat neticesinde yangının çıkış nedenleri hiçbir soru işaretine mahal bırakmayacak şekilde ortaya konacaktır. Hal böyleyken 15 insanımızı kaybettiğimiz bir felaket üzerinde tepinenleri Allah’a ve milletimizin vicdanına havale ediyoruz.
Mardin’deki taziye evinde DEM Partili provokatörlerin sergiledi kepazelik ise bunların milletin değerlerinden nasıl yoksun olduğunu göstermiştir. Mardin Valimizin ve yangında yakınlarını yitiren ev sahiplerinin basiretli ve soğukkanlı tavrı, çok çirkin bir provokasyonun önüne geçmiştir. Bunların aslında kimin vekili olduğu, sadece başımıza gelen felaketlerde değil aynı zamanda milletçe birleştiğimiz spor müsabakalarında da ortaya çıkıyor.
85 milyonun kenetlendiği Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Portekiz maçı sonrasında bu zihniyete mensup kansızların, milletin sinir uçlarıyla oynama girişimleri asla masum değildir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, milletimizin birliğini bozamayacaklar. Ne kadar çirkefleşseler de toplumsal bağrışımıza kastedemeyecekler.
AK Parti olarak Kandil’in ayak takımına, azılı ve kadrolu militanlarına meydanı bırakmadık, Allah’ın izniyle bundan sonra bırakmayacağız.
Türkiye’nin başarıları karşısında karalar bağlayan müptezellere, yeni hezimetler yaşatmayı sürdüreceğiz.
A Milli Futbol Takımımız, Gürcistan’ı 3-1 yenerek turnuvaya çok iyi bir başlangıç yaptı. Portekiz karşısında maalesef hiç hak etmediğimiz bir sonuç aldık. Millilerimiz, bu akşam Çekya karşısında inşallah 85 milyonu gururlandıracak tarihi bir zafere imza atacaklarına inanıyorum. Aslanlarımıza, Çekya maçında şimdiden başarılar diliyor, rabbim ayaklarına taş değdirmesin diyorum.
Geriye dönüp bakın ana muhalefetin, AK Parti’ye yönelik her saldırının yanında durduğunu, arkasında durduğunu hatta kışkırttığını görürsünüz. Türkiye’yi kamplara, kutuplara bölerek ayakta kalma mücadelesi içinde olduklarını görürsünüz.
Bizim siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle ‘normalleşme’ çabamız, aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır. Sıkılı yumrukları açacak olan muhalefettir. Dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltecek olan muhalefettir. Yani yumuşaması, normalleşmesi gereken muhalefettir.
Uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz. Zira iktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin de demokrasinin de çok partili sistemin de fıtratına aykırıdır.
Biz ülkemizin, milletimizin çıkarları için yapıcı davranmaya çalışırken CHP Genel Başkanının, nezaket üslubunu da aşarak siyaseti nasıl gerilime sürüklemeye çalıştığını bütün milletimiz yakından izliyor.
İade-i ziyaretimizin üzerinden daha 2 gün bile geçmeden yapılan ve daha sonra dozu sürekli artırılan çiğlikleri herkes takip ediyor. Karşımızdakilerin ciddi bir hazım problemi yaşadıkları anlaşılıyor.
Diyaloğa şans tanıma arzumuz, partimize, hükümetimize ve Cumhur İttifakı’na yönelik hadsizlikleri kabulleneceğiz manasına gelmez. Edepli olmamız, edepsizliğe göz yumacağımız anlamına asla gelmez. Yumuşak başlıyız ama kimse unutmasın boynu çekilecek uysal koyun da değiliz.
Suç ortağı arayanlar, kendilerini fazla yormasın. Nereden geldiğini ve halen nereye gittiğini tam olarak açıklayamadıkları kapa kulelerine baksınlar. Suç ortağı arayanlar, bize laf söylemeden bize çamur atmadan evvel sözde kent uzlaşısında kimlerle yol yürüklerini sorgulasın.
Muhalefetten gelecek her türlü müspet eleştiriye de açığız. Ama eleştiri sınırlarını aşan, yakışıksız ifadeleri de sineye çekmeyiz. Cevabımızı misliyle vermekten geri durmayız ve durmayacağız.
Birilerinin ortaklık arayışı şayet AK Parti’nin rekorlarla dolu 22 yıllık hizmet, eser, yatırım ve reform mirasından pay kapmaksa kusura bakmasınlar ama kimseyi başarı hikayemize ortak etmeyiz.
Cumhur İttifakı’nın herhangi bir üyesine yapılan saldırı, doğrudan doğruya Cumhur İttifakı’nın birliğine, bütünlüğüne, insicamına yapılmıştır. Biz bu saldırılara eyvallah demeyiz. Bu saldırılar müsamaha göstermeyiz, geçit vermeyiz. Oynanan oyunun da farkındayız.
Gerek Sayın Devlet Bahçeli, gerekse şahsım yapılan saldırıları, fitne çabalarını, o saldırıların arkasındaki aklı, maksadı ve karanlık odaları gayet net bir şekilde görüyoruz. Bunların meselesi, MHP’den ziyade Türkiye’nin güvencesi olan Cumhur İttifakı’dır. Allah’ın izniyle bu tuzağa düşmeyeceğiz.
Bugün saat 16.00’da Sayın Devlet Bahçeli ile külliyemizde görüşerek gündemimizdeki konuları detaylıca ele alacağız.
Hayat pahalılığı ve enflasyon kaynakları sorunların toplumda bilhassa sabit ücretle çalışanlarda oluşturduğu yükün farkındayız. Bu sorunu ülkeye ve millete hiçbir faydası olmayan hatta zararı dokunan popülist politikalarla değil, kalıcı refah artışını sağlayarak çözeceğiz.
Önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonun ateşinin düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Şimdi artık parlamentonun kapanışıyla birlikte inşallah bu yaz mevsimini çok yoğun bir çalışmayla sürdüreceğiz.”
Hibya Haber Ajansı