Hemofili ve diğer kalıtsal kanama bozukluklarına yönelik en güncel tedavi yöntemleri ve hasta bakımının ele alındığı 21. Uluslararası Türkiye Hemofili Kongresi kapsamında önemli isimlerin katılımıyla İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası’nda basın toplantısı yapıldı.
Açılış konuşmasını, İstanbul Üniversitesi Rektörü ve Türkiye Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Zülfikar yaptı. Zülfikar; kongrenin yalnızca uzman sağlık profesyonellerini değil, aynı zamanda hasta ve hasta yakınlarını da bir araya getirdiğini belirtti.
Prof. Dr. Bülent Zülfikar, Türkiye’nin hemofili tedavisinde uluslararası hasta kabul eden ülkeler arasında önemli bir rolü olduğundan bahsetti ve sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye’de 80 bin ve dünyada 1 milyonun üzerinde hemofili hastası bulunuyor. Bu rakamlar ışığında tedavinin ulaşılabilirliği kritik önem taşıyor. Çünkü bu ömür boyu süren ve hastanın yaşam kalitesini ve hayatını birincil derecede etkileyen bir hastalık. Türkiye bu ihtiyaca, 10’un üzerinde Hemofili Merkezi ile ücretsiz tedavi desteği sağlıyor. Bu merkezlerin ekonomik olarak ulaşılabilir olması ve hekim kalitesi nedeniyle uluslararası arenada ülkemizi daha cazip hale getiriyor. Şu ana kadar ülkemize tedavi amaçlı gelen ülkeler arasında; Azerbaycan, Arnavutluk, Libya, Afrika, Kırgızistan, Özbekistan yer alıyor.”
Nadir hastalıklardan biri olan hemofili ile ilgili son yıllarda önemli bilimsel gelişmeler kaydedildiğini belirten Zülfikar, hastaların yaşam kalitelerini artırmayı hedefleyen yeni tedavi yöntemlerinin bu alandaki Ar-Ge yatırımlarıyla desteklenmesinin Türkiye'ye bilim alanında önemli geri dönüşleri olacağını vurguladı.
Dünya Hemofili Federasyonu Başkanı Cesar Garrido, Türkiye'nin hemofili tedavisini ücretsiz olarak sunan ilk 10 ülke arasında yer aldığını belirterek, bunun dünya genelindeki önemini vurguladı. Garrido, ayrıca kongrelerin hastaların tedavilere erişiminde kritik rol oynadığını belirtti.
Lyon Üniversitesi Hemostaz Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yeşim Dargaud, Klinik araştırmaların sisteme entegrasyonuyla birlikte, tedavi süreçlerinde hızlı ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Dargaud, ayrıca son yıllarda, özellikle kadınlardaki kanama bozukluklarına yönelik çalışmalara ağırlık verdiklerini de ifade etti.
Hibya Haber Ajansı