Çin Küresel Televizyon Ağı (CGTN) Yazarı Damla Wu'nun yazısına göre Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi, uzun tarihi ve büyüleyici manzaralarıyla dünyanın dikkatini çekiyor ve insanların dilinden hiç düşmüyor. Xinjiang gerçekte nasıl bir yer? İnsanlar bunu konuşurken, tabii yerli halkın da görüşleri dinlenmelidir. Köy yaşamını kaydeden Zulhumar Enver, “Ben Xinjiang’dan geldim.” adlı sosyal medya hesabının sorumlusu Abduveli Abdureşit ve Biz-medya içerik yaratıcısı Ömercan Feyzullah, memleketleri Xinjiang’dan gurur duyan üç genç.
Zulhumar: Xinjiang, rüyamı gerçekleştiğim bir yer
Yazar Wu'nun yazısında "Zulhumar, Xinjiang’ın Turfan kentinden gelen, kısa video platformunda ünlü bir genç bayan. Turfan’dan bahsederken Zulhumar, Turfan’ın sadece Üzümler Vadisi, Yanar Dağ ve Karız Kanalları değil, aynı zamanda keşfetmeye değer çok sayıda yere de sahip olduğunu söyledi. Zulhumar, “Herkes Kaşgar’daki eski kent konutlarını biliyor ancak bunu bilen çok az; Turfan’da bin yıllık geçmişe sahip bir Uygur köyü var, ismi Mezar.” diye konuştu. Ona göre, Mezar köyünde otantik Uygur yaşam tarzı korunuyor, özellikle pişirilmemiş topraklardan geleneksel konutların “örf ve adetlerin canlı kalıntısı” olarak tanımlanması, bu konutların mimari değerini yansıtıyor. Zulhumar, turistlere Mezar köyünü tavsiye etti.
Sıkça yerel lezzetleri tanıtan videolar yayınlayan Zulhumar, Xinjiang’daki lezzetlerin insanların bildiğinin çok ötesinde olduğunu, et pişirme yöntemlerinin bile bölgeden bölgeye değiştiğini söyledi." denildi.
Zulhumar, geniş topraklara sahip olan Xinjiang’da yerliler için de keşfetmeye değer yerler bulunduğunu vurguladı. Örneğin Zulhumar kısa süre önce çok sayıda blogger ve video içerik üreticisiyle birlikte daha önce hiç gitmediği Karamay ve Korgas gibi yerleri gezdi, binlerce petrol çıkarma makinesinin birlikte çalışmasına, modern tarım teknolojisiyle yetiştirilen Korgas Hurması’na hayran kaldı.
Zulhumar’ın gözünde Xinjiang, sadece memkeleti değil, aynı zamanda rüyasını gerçekleştirdiği bir yer. Eskiden Xinjiang’dan gençler, başkent Beijing gibi büyük kentlere akın ederdi. Zulhumar da Beijing’de 3 yıl kalmıştı. Ancak şimdi Xinjiang’daki durum çok değişti, internet ve lojistik gibi altyapı tesislerinin geliştirilmesiyle Xinjiang’da sınırsız imkânlar ortaya çıktı. Zulhumar, video yoluyla Xinjiang’ı tanıtmayı isteyen bir Xinjianglı genç olarak zengin içerikler üretti. Gelecekte daha çok gezip Xinjiang’ın maddi olmayan kültür miraslarını dış dünyaya tanıtmayı ve bu yöntemle köylülere yardım etmeyi istiyor.
Abduveli: Renkli Xinjiang’a tek bir etiket yapıştırılmamalı
Abduveli de Xinjiang dışında birkaç yıl çalıştıktan sonra Xinjiang’a döndü. “Ben Xinjiang’dan geldim.” adlı sosyal medya hesabının baş editörü sıfatıyla yüzlerce genç yoldaşla Xinjiang ile diğer bölgeler arasındaki temas ve değişim davasına odaklanıyor.
Eskiden hesabın bir gönüllüsüyken şimdi ise baş editörü olan Abduveli’nin asıl gayesi hiç değişmedi, o da Xinjianglıların gözüyle, dinamik hikâyeler ve gerçek yaşam manzaralarıyla Xinjiang’ı üç boyutlu şekilde göstermek.
Abduveli“10 bin kişinin Xinjiang’ı konuşması” adlı etkinliğe katılıyor.
Çin Küresel Televizyon Ağı (CGTN) Yazarı Damla Wu'nun yazısında şöyle denildi:
"Abduveli, Xinjiang’ın sıkça etiketlendirildiğini, yurtdışında şeytanlaştırıldığını hatırlatarak, bu etiketlerin tıpkı çok pikselli çözünürlüğü düşük olan bir Xinjiang tablosunu oluşturduğunu, bununla insanların gerçek bir Xinjiang’ı göremeyeceğini vurguladı. Zamanla insanların Xinjiang’la ilgili algısında sapma ortaya çıktığını sözlerine ekledi.
Abduveli, aslında Xinjiang’ın uluslararası bir bölge olarak çok eskiden beri dünyanın çeşitli yerlerinden gelen dostlara kucak açtığına ve dünya medeniyetlerini benimsediğine dikkat çekerek, Xinjiang’daki gerçekleri yansıtmayan iddiaların bölgenin gelişmesi yolunda engel oluşturduğunu dile getirdi.
Abduveli, herkesin Xinjiang’ı yerinde görmesini beklediğini, herkesin hikâyesinin kendisi tarafından anlatılması gerektiğini söyledi. Abduveli, Xinjianglı gençlerin de yaşadıkları bu topraklar gibi hoşgörülü olduğunu, çocukluğundan itibaren çok kültürlü bir ortamda büyüdüğünü ve bu süreçte farklılıklara saygı göstermeyi ve hoşgörülü olmayı öğrendiğini, nesilden nesile insanların ortak çabalarıyla dünyanın daha gerçekçi ve çok yönlü bir Xinjiang’ı göreceğini ifade etti."
Ömercan: Xinjiang’ın geride kaldığı düşünülmemeli
22 yaşındaki Ömercan Xinjiang Üniversitesi’nden bu yıl mezun oldu. Sosyal medya hesabının adı “Er Jiang” olan Ömercan, “Xinjiang’ın mimari yapıtlarıyla ilgili soğuk bilgi” gibi kısa videolarıyla internette popüler oldu ve çok sayıda hayranı oldu. “Xinjiang’da çeltik var mı?” “Xinjiang’da sütlü çay dükkanı yok mu? İnsanlar sadece tuzlu sütlü çay mı içer?” “Xinjianglılar her yerde dans eder mi?” “Xinjiang’da sadece nang mı var, hamburger yok mu?” “Xinjianglılar saçlarını nasıl kestiriyor?”…
Bu sorular üzerine Ömercan, Xinjiang’la ilgili video çekmeye başladı. Xinjiang aksanıyla kısa sürede bir grup hayranı kendine çekti. Ömercan’a gelen sorular arasında yanlış anlamadan kaynaklanan sorular da, şakalar da var. Ömercan’ın içerikleri bol etkileşim alıyor. Ömercan, hayranlarıyla arasındaki etkileşimden ilham alarak içerik yaratmaya devam ediyor. Onun sayesinde bazı insanların gözündeki Xinjiang’la ilgili perde kalktı.
Ömercan, karla kaplı dağ manzarasıyla şok olunca hemen bir kısa video çekiyor.
Usu kentinden gelen Ömercan, “Xinjiang, memleketim dışında ne demektir” sorusunu yanıtlarken, “Xinjiang benim yuvam, ayrıca bir kültür hazinesidir. Burada çeşitli azınlık grupların bilgeliği ve kültürleri birikerek bölgeye özgü etnik örf ve adetler oluşmuştur. Müzik, dans, el sanatları… bazıları maddi olmayan kültür miraslarıdır. Korunma ve aktarılmaya değer olmanın yanı sıra, daha fazla insanlar tarafından görülmelidir” diye konuştu.
Ömercan, Xinjiang’la ilgili en büyük yanlış anlamanın bölgenin geride kalması olduğunu kaydetti: “Xinjiang’dan bahsedilirken çok sayıda insanın gözünde sadece çöl, otlak ve eski kentler var. Halbuki Xinjiang’da daha çok şeyler var, güzel manzaraların yanı sıra, Xinjiang da yüksek teknolojiye sahiptir. Karamay’da bir karbon ve sıvı soğutma data merkezi var. Burada geri kazanılan ısılar ikinci kere değerlendiriliyor. Bu teknoloji şahanedir.”
Ömercan, Xinjiang’ın geleceğinin daha parlak olacağını, dünya genelinden turist ve yatırımcıları bölgeye çekeceğini ve bu kişilerin Xinjiang’daki insanların sıcakkanlılığını yaşayacağı ve gelişme potansiyelini keşfedeceği ümidini dile getirdi.
Hibya Haber Ajansı