Can Atalay'ın milletvekilliği hakkında ilk günden itibaren siyasi baskıların devam ettiğine dikkat çeken Yeneroğlu, “Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu ve Hakimler Savcılar Kurulu harekete geçmelidir. İstanbul 13. Ağır Cezanın ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri 'Görevi kötüye kullanma' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarını işlemektedir.” dedi.
Yeneroğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Bu çerçevede görev yapan hakim ve savcıların da Anayasa’ya ve yasalara uymayarak açıkça suç işlediği görülmektedir. Çünkü Anayasa Mahkemesi kararları Anayasanın 153.maddesi gereği herkesi bağlar. İlgili madde metninden açıkça anlaşıldığı gibi “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” denmek suretiyle yasa koyucu amacını açıkça ifade etmiştir. Bu Anayasa maddesi karşısında diğer mahkemelerin karşı çıkma yetkileri ve hakları yoktur. Bu kapsamda Yargıtay 3. Ceza Dairesi ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görevli olan hakim ve savcılar ilgili yasal mevzuata açıkça aykırı işlemler yapmıştır. İlgili mahkemeler Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarına uymak zorundadır. Ancak bunun tam tersini yaparak, Anayasa Mahkemesi kararına direnmek suretiyle karara uymamak onların hukuki ve cezai sorumluluğunu doğurmaktadır.
"TBMM de bu hukuksuzluğa ortak olmaktadır." diyen Yeneroğlu, "Hukuka aykırı mahkûmiyet kararının Mecliste okunmasıyla başlayan bu suç ortaklığı şimdi de AYM kararının görmezden gelinmesiyle devam etmektedir. Anayasa Mahkemesinin son kararı gereğince Can Atalay halen milletvekilidir. Anayasa Mahkemesinin hem son hem de diğer iki kararı gereğince hem kendisine hakları bir an önde iade edilmeli hem de Can Atalay özgürlüğüne derhal kavuşmalıdır." dedi.
Hibya Haber Ajansı